Kendini Tanıma
Kendini Tanıma & Başkasını Anlama & İlişkileri GeliştirmeBölmesel (Topografik) Kuram & Bilinç, Bilinçöncesi, Bilinçdışı
Doç. Dr. E. Oryal Taşkın
Freud ilk kuramı olan bölmesel (topografik) kuramını 1900’de Düşlerin Yorumu ile tanımlamıştır (Freud 1900). Bölmesel kuram kısaca zihinsel süreçlerin bilinç, bilinçöncesi ve bilinçdışı olarak adlandırılan üç farklı nitelikte olduğunu göstermektedir.
Bilinçdışı ruhsal süreçler, hiçbir zaman ve özel yöntemler, teknikler (hipnoz ya da psikanalitik teknikler) kullanılmadıkça hiçbir şekilde ayırdına varamadığımız, varlığından, bizde/zihnimizde olduğundan asla haberdar olamadığımız ruhsal süreçlerdir. Bilinçdışı kısaca, özel bir çaba ile bilince çağırılamayan (ya da farkına varılamayan, farkındalık alanına giremeyen) bütün zihinsel içerik ve süreçlerin toplamı olarak tanımlanabilir (Öztürk 1998, Meissner 2005, Odağ 1999). Duygusal enerjileri hiçbir zaman yok olmayan bilinçdışındaki bastırılmış içerik (dürtü, anı, istek, fantezi vb.) sürekli olarak doyum sağlamaya çalışır ve sürçmeler, nevrotik semptomlar ve düşler Freud’a göre bilinçdışı içeriğin biraz şekil değiştirmiş görüntüleridir. Doğrudan açığa çıkması ya da doyum sağlanması onaylanmayan dürtüler ve istekler şekil değiştirerek daha tanınmaz ve sembolik bir şekilde doyum sağlamakta, bu sayede de ruhsal gerilim azaltılmaktadır (Freud 1900).
Bize son derece anlamsız gibi gelen düşler bile psikanalitik yöntemle incelendiğinde, geçmiş ile bağlantıları açığa çıkarıldığında anlaşılabilir görüngüler haline gelmektedir. Günlük yaşamda da anlaşılmaz gibi görülen küçük unutkanlıklar, sürçmeler ya da bazı davranışlar benzer yöntemle anlaşılır hale gelebilir.
Bu süreçleri bilinçdışında tutan düzenek ise “bastırma” olarak tanımlanan savunma mekanizmasıdır. Bastırma dürtü, anı, deneyim ya da isteklerin bilinçdışına itilmesi ve orada tutularak bilince gelmesini engelleyen bir benlik (ego) işlevi olarak (bir savunma olarak) tanımlanabilir (Odağ 1999, Öztürk 1998).
Ama bu kez de sorulması gereken soru: Neden bilinçdışı süreçler var. Neden ruhsal yapı bazı içerikleri bastırarak farkındalık alanından uzaklaştırıyor, bizde olanı bizden bile gizliyor… Bu sorunun yanıtını yine Freud’un tanımladığı “yapısal kuram”da bulmak olanaklıdır.
Kaynaklar
Freud S (1900). Düşlerin Yorumu I. (çev. Kapkın E) 2. baskı, İstanbul, Payel Yayınevi, 1996.
Meissner WW (2005). Classic Psychoanalysis. In: (ed. Sadock BJ, Sadock VA) Comprehensive Textbook of Psychiatry Vol 1. eighth ed. Philadelphia, Lippincott Williams & Williams, 2005 s.701-746
Odağ C (1999). Nevrozlar – 1. İzmir, Halime Odağ Psikanaliz ve Psikoterapi Vakfı yayınları, 1999.
Öztürk O (1998). Psikanaliz ve Psikoterapi. 3. baskı, Bilimsel Tıp Kitapevi, Ankara, 1998. s.1-6