Kendini Tanıma
Kendini Tanıma & Başkasını Anlama & İlişkileri GeliştirmeYapısal Kuram: İd, Ego, Süperego
Doç. Dr. E. Oryal Taşkın
Bu modelde altbenlik; ruhsal aygıtın en eski parçasıdır ve tamamen bilinçdışıdır ve dış dünya ile mantıksal bir bağlantısı yoktur. Kalıtımla geçer ve dürtülerin kaynağıdır. Başka bir değişle ruhsal aygıtın dürtüleyici dizgesidir (Öztürk 1998, Brenner 1998). Güdülemeli davranış açısından değerlendirildiğinde; insanı harekete geçiren altbenlik kaynaklı dürtülerdir (ki en önemlileri libidinal ve agresif dürtülerdir). İd tüm dürtülerine anında doyum ister. Dış gerçeklik ya da toplumsal yasak ve kurallar id için geçerli değildir (tıpkı küçük bir çocuk gibi). Tek amacı dürtülerin doyuma ulaşması ve haz almaktır.

Ego, bir dürtünün doyumu eğer üstbenlik tarafından yasaklanmışsa, doyum suçluluğa neden olacağından bu dürtüyü bastırır ve bazen de başka savunma düzeneklerini kullanarak (bastırmaya ek olarak) bilinçten uzaklaştırır. Bastırmanın yanında istek ya da arzuları bekletebilme ve erteleyebilme de egonun işlevleridir ve bize ego gücü konusunda fikir verir.
Yapısal kuramın gelişiyle birlikte bölmesel kuram terk edilmemiştir. İkisi birlikte ruhsal işleyişi açıklamak için kullanılmıştır. Bugün için de bilinçdışı kavramı olmaksızın psikanalizin düşünülmesi olanaksızdır. Buna göre, şekilde de görüleceği üzere, id bütünüyle bilinçdışı iken, ego ve süperegonun büyük kısımları bilinçdışı, ancak çok küçük bileşenleri bilinçli zihinsel süreçlerdir. Aslında bizler zihnimizde olup bitenlerin ancak çok küçük bir kısmından haberdar olan canlılar olarak, çoğu davranışlarımızın bilinçdışı gerçek nedenlerine bilinçli kılıflar uydurmak zorunda kalıyoruz… Toplamda bilinçli ruhsal süreçlerin ne kadar küçük bir yüzdede olduğu görülebilir.
Kaynaklar
Brenner C (1998). Psikanaliz Temel Kavramlar. 1. baskı, Ankara, HYB, 1998.
Freud S (1923). Ego ve İd. In: Metapsikoloji (çev. Kapkın E, Kapkın AT) 1. baskı İstanbul, Payel Yayınları, 2002, s. 327-390.
Öztürk O (1998). Psikanaliz ve Psikoterapi. 3. baskı, Bilimsel Tıp Kitapevi, Ankara, 1998. s.1-6